'Şu an çocuklarımıza gösterebileceğimiz doğru bir tarım alanımız kalmadı'

Göker: Yıllar önce öğretmenlik yaparken tarım ülkesiyiz, hayvancılık yapılıyor diyebilirken şimdi çocuklarımıza gösterebileceğimiz doğru bir tarım alanlarımız kalmadı. Bu durumun böyle devam etmesi ileriki senelerde kıtlığı ve daha fazla olumsuz etkiyi doğuracaktır. Ekonomik olarak bu durumda insanları daha da zor durumda bırakacaktır.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 27 Eylül 2021 08:36, Son Güncelleme : 27 Eylül 2021 11:12
'Şu an çocuklarımıza gösterebileceğimiz doğru bir tarım alanımız kalmadı'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu konuşmasında Paris İklim Anlaşması'nın TBMM'den geçeceği açıklaması anlaşmayı yeniden gündeme taşıdı. Peki, İklim Değişikliği nedir? Paris İklim Anlaşması nedir? Türkiye olarak İklim Değişikliği konusunda ne kadar bir farkındalığa sahibiz? sorularımıza TEMA Vakfı Gönüllü Sorumlusu Esra Göker, yanıtladı.

-İklim Değişikliği nedir?

1990'lı yılların başında bilim adamları iklim kriziyle ilgili tehlikelerden bahsederlerdi, gelecekte bunlar olacak şunlar olacak diye artık bilim adamları şu an şimdi bu krizin içindeyiz ve yaşıyoruz demeye başladılar. Kavram olarak baktığımızda iklim nedir? İklim, bir bölgenin uzunca süre takip edilmesiyle ele alınan meteorolojik olayların ortalamasına (Yağmur, kar, dolu..) hava olaylarına verilen isimdir. Bugün yağmur yağacaktı veya bugün sıcak olacaktı olmadı gibi olaylar aslında iklim değişikliği diyemeyiz bunu dememiz için uzun dönemler içinde yaşanan bir değişiklik sonra diyebiliriz. İklim değişikliğinin ana nedeninin sera gazı emisyonlarında insan faaliyetleri sonucunda gözlenen artış olduğunu, başta kömür olmak üzere fosil yakıtların yakılması, atmosferdeki karbondioksit oranının artmasındaki ana sorumludur. Temel yaşantımızla birlikte doğaya salınan belli bir oranda karbon salimi bulunmaktadır. Bu salinimin artmasıyla birlikte doğa da dengesizlik ortaya çıkmaya kaçınılmaz oldu ve şu an konuştuğumuz iklim krizi baş göstermeye başlandı. Asıl çıkış noktası sanayi devrimiyle birlikte büyük devletler başta olmak üzere üst düzey teknoloji kullanımı, ulaşım ve özellikle enerji de çok fazla fosil yakıt kullanımı gerçekleşti. Fosil yakıtların bu denli kullanılması ister istemez değişikliğe sebebiyet verdi. 19. Yüzyılda ölçülen verilerle sıcaklığın 1 derece artığı tespit edilmişti. Günümüzde bu sıcaklık 2 dereceye yakınlaşmış durumdadır. İnsanları 1 derece nedir ki diye düşünebilirler ama bu değişiklik dünya çapında gerçekleşirse yani dünya 1 derece daha ısınırsa; buzular hızla erimeye devam edecek bununla birlikte Albedo etkisi dediğimiz bir olay gerçekleşiyor. Bu etkiyi şöyle özetleyebiliriz; Isınan havayla birlikte buzular eriyor eriyen buzlarla birlikte siyah okyanus suları ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan bu siyah sular beyaz buzullar gibi güneş ışığı yansıtmıyor aksine güneş ışığı emiyorlar, tıpkı bir döngü gibi daha fazla ısınma daha fazla ermeye sebep oluyor. Bu olay denize yakın bulunan şehirlerde insanları birince derecen etkiliyor. Bu değişime ayak uyduramayan mikroorganizmalardan tut diğerler canlı türlerini hepsine etki ediyor. Bu etki yeni tür mikroorganizmaların doğmasına, bunlar bitkilerin değişikliğine coğrafya olarak belli bölgelerde bulunan bitkilerin artık yetişmemesine, daha farklı bitkilerin ortaya çıkmasına etki ediyor. Değişim beraberinde salgın hastalıkların da ortaya çıkmasına etki ediyor. Şu an yaşadığımız Kovid-19'da temel sebebini bilmemekle beraber etkisinin olduğu söyleyebiliriz.

Bir diğer önemli nokta sürdürülebilir bir tarımın olmaması önemli sorunlardandır. Temel ihtiyaç olan sebze ve meyve üretimi düşüyor, Ülkemizde de olduğu gibi. Yıllar önce öğretmenlik yaparken tarım ülkesiyiz, hayvancılık yapılıyor diyebilirken şimdi çocuklara gösterebileceğimiz doğru bir tarım alanlarımız kalmadı. Bu durumun böyle devam etmesi ileriki senelerde kıtlığı ve daha fazla olumsuz etkiyi doğuracaktır. Ekonomik olarak bu durumda insanları daha da zor durumda bırakacaktır. Tüm bu anlattıklarımız farklı farklı görünse de aslında bir zincirin bağları gibi birbirine bağlı ve son derece kritik bir sorundur. Siz iklimi bozarsanız o da size göre kendi cevabını veriyor.

-Türkiye olarak İklim Değişikliği konusunda ne kadar bir farkındalığa sahibiz?

İnsanlar birçok konunun farkında değil bireysel çıkarlar toplumsal çıkarlar önüne geçiyor. Ben musluğu kapatsam ne olur veya evde izolasyon yapmazsam ne olur, gibi pek çok konuda bilinçli olduğumuzu söyleyemem, evet sivil toplum kuruluşlarında aktif çalışan insanlar bu konuda kendi sahip olduğu çevresini ailesini çevrenin çıkarını düşünen ve onu göre hareket insanlarda var. Şu an farkında olan insanları zaten belli oluyor. Burada bilinçli olan insanların yeterli düzeyde olmadığını düşünüyorum.

-İnsanların İklim Değişikliği ile ilgili konular hakkında nasıl bir bilinçlendirme yapılabilir?

Ben Tema Vakfı Sincan ilçe sorumlusu olarak çalışıyorum, 81 ilde bulanan yöneticilerimiz hepsi gönüllü olarak çalışıyor. Ben şu an bir devlet memuruyum istesem hiç umurumda olmayabilir. Ama ben evlatlarımı, dünyaya bir şeyler bırakmak adını kendime görev bildim ve ona göre hayatımı devam ettiriyorum. Gönüllük, tıpkı tiyatrocular gibi sahne tozu yutmak gerekiyor, zaten başladıktan sonra bırakamıyorsunuz. Özellikle bu iklim değişikliğine karşı bilinçlendirme TEMA olarak Türkiye'de ilk olan iklim ağını (İklimdeğişikliği.org) oluşturduk. Bu platformu her yerde insanlar dahil edildi. Burada temel olarak insanlar yaşanan bu iklim krizine karşı ne yapabilirim mi konuşuyor, tartışıyorlar. Online olarak herkes bu sorunu bir çözüm bulmaya, belli zamanlarda örgütlenip bir araya gelerek neler yapabiliriz diye çalışıyor. Bir diğer konu bizler TEMA olarak MEB ile birlikte sahip olduğumuz protokol sayesinde Ekim ayından Haziran ayına kadar okullarda TEMA programları düzenliyoruz. Bu program eğitimciler tarafından her yaşa uygun olarak düzenlemektedir. Program için gerekli materyaller ücretsiz olarak öğretmenlere ulaştırılır. Öğretmenler bu programları, etkinlikleri eğitim öğretim yılı boyunca uygularlar. Etkinlikler içerisinde; Öğrencilerin ağaçları tanıması, çevre bilincini oluşturulması, geri dönüşümü faaliyeti, bütün yaptığımız ve desteklediğimiz etkinlikler güncel olarak hem velilerimize hem de kamuoyuna bilgilendirici bir şekilde sosyal medya hesaplarımızdan paylaşımlar yapılmaktadır.

Yıl içerisinde Havayı korumak, toprağı korumak, suyu korumak; Bisiklet günleri, Kömüre hayır ilanları, Çeşitli yerlerde standartlarda kurarak bilgilendirme yapılması, Sürdürebilir Orman ve Tarım yönetim uygularını çiftçilerle paylaşılması gibi birçok faaliyet gerçekleştirilmektedir. Bir diğer faaliyet ise TEMA'nın internet sayfasında karbon ayak izimizi hesaplayan karbonmetre bulunmaktadır. Burada kişi günlük su kullanımı, elektriğini ölçüp size karbon ayak izinin ne kadar olduğunu açıklıyor. Burada insan bunu ne kadar düşürebileceği yöntemlerini düşünmeye bulmaya çalışıyorsunuz.

-Paris İklim Anlaşması Nedir?

Paris Anlaşması, 2015'te Fransa'nın başkenti Paris'te yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde yer alan bir anlaşmadır. 22 Nisan 2016 tarihinde imzaya açıldı ve yeterli sayıda üye ülkenin imzalamasının ardından 4 Kasım 2016 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdi. Türkiye, anlaşmaya imza atan ancak anlaşmayı onaylamayan 8 ülkeden biriydi. Ekim ayında meclise gelmesi beklenen yasa teklifiyle onaylanırsa: Angola, Eritre, Irak, İran, Libya, Güney Sudan, Yemen onaylamamış olan ülkeler olacaktır. Yaşanılır bir gelecek için bu adımların atılması çok önemli bir gelişme. Bu anlaşmasın adil bir biçimde kağıt üstünde kalmadan, pazarlık konusu dışında bakılarak özellikle sanayi kuruluşları tedbirlerini alarak, anlaşmanın onaylanması canı gönülden isteriz.

-Türkiye'nin Anlaşmaya Taraf Olması Ekonomik Bir Yük Yaratır Mı?

İlk adım elbette ekonomik olarak bir yük getirecek lakin, uzun vadede düşünürsek bu ekonomik bir kayıp değil ekonomik bir getiri olarak karşımıza çıkacaktır. Üretim ve tüketim bu dengesizliğin çözülmesi hepimiz için bir çözün olacaktır. Dünyamız için geleceğimiz için çok çok faydalı olacak, ilerleyen zamanlarda götürü değil getiri sağlayacaktır.

-Paris İklim Anlaşması Sorunu Çözebilir Mi? Hangi Ülkeler Daha Fazla Sorumlu?

Bu büyük katkı sağlayacaktır. Ama bunu adil çevresel katkılar sunarak yapılırsa, devlet politikaları oluşturulursa sanayiciler samimi bir şekilde davranırsa büyük ölçüde değişiklik olacağını düşünüyorum. Gelişmiş hızlı tren sitemleri, gelişmiş toplu taşımanın kullanılması, bisiklet yollarının yaygınlaştırılması, yerel yönetimlerin bu konuda ciddi yoğunlaşması ve faaliyet düzenlemesi, bu sorunun çözümüne katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Zekeriya ELTİMUR

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber